TİYANŞAN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TİYANŞAN

Ükücülüğü ve Ülküdaşlığı Tatmak İçin...
 
Anasayfa::.ANASAYFA.::AramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapBAŞBUĞ

 

 ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
kızılalmıla
ÜSTEĞMEN
ÜSTEĞMEN
kızılalmıla


Kadın
Mesaj Sayısı : 13
Yaş : 30
NERDEN : izmir
İŞ/HOBİLER : Öğrenci/Atsız okumak,ders çalışmak
KİŞİSEL MESAJ : Hedef Turan,Rehber Kur'an,bizlerde Asenayız!
Kayıt tarihi : 26/01/09

ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Empty
MesajKonu: Geri: ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ   ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Icon_minitimePtsi Şub. 02, 2009 3:51 pm

Elinize sağlık çok güzel bir çalışma.Daha önce Halil Esendağ ve Selçuk Duracık'ın idamını anlatan bir yazı okumuştum.Onu okurken göz yaşlarıma hakim olamamıştım. Keşke yaşasalardı.No

Biz onları asla unutmayacağız. Mekanları cennet olsun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AYBERK
TUĞGENERAL
TUĞGENERAL
AYBERK


Erkek
Mesaj Sayısı : 154
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 03/08/08

ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Empty
MesajKonu: Geri: ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ   ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Icon_minitimeC.tesi Ağus. 16, 2008 7:41 pm

emeğine sağlık güzel çalışma...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AsEnA
BİNBAŞI
BİNBAŞI
AsEnA


Kadın
Mesaj Sayısı : 51
Yaş : 31
NERDEN : Hamburg
Kayıt tarihi : 03/08/08

ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Empty
MesajKonu: ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ   ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ Icon_minitimeÇarş. Ağus. 13, 2008 12:47 am

ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ
İdam sehpasına Kur’an ve bayrakla çıkanlar...


DARAĞACINDA DOKUZ CAN, YÜREK VARSA GEL DAYAN.
BİRGÜN GELİR CAN VERİR, O DOKUZ CANA KIYAN!...

İ'layı Kelimetullah uğrunda, Allah ve Resul'unun yolunda; canlarından aziz bildikleri davaları için adları Ahmet, Mehmet olanlar tarafından boyunları kahpece yağlı urgana geçirildi. Onlar şehit oldu. İslam'ın ışığı sönmedi. Sönmeyecek. Mücadele tek nefer tek nefes kalana kadar kıyamete değin devam edecek''

12 Eylül'de bir sağdan bir soldan mantığı ile başlayan idamlar ülkücülerle yapılan bir anlaşma ile değişti.

18 solcu idam edilirken, ülkücülerden 9 kişi idam edildi. Anlaşma şuydu: Ülkücüler Ermeni Terörü ile mücadelede yardım edecekler, buna karşılık daha fazla idam yapılmayacak. Abdullah Çatlı ve arkadaşları bu anlaşma ile ülkücülerin daha fazla idam edilmesinin önüne geçtiler.

12 Eylül'den sonra idam edilen ülkücülerin idam esnasındaki tavırları incelendiğinde her birinin kendilerinin "şehit" olduğuna inandığıdır. Başkaları ne düşünürse düşünsün, önemli olan onların kendilerini nasıl hissettiğidir. İdam edilen 9 ülkücünün hepsi de idamdan önce Kuran'ı kerim ve Türk Bayrağı istemişler ve ne için öldüklerini böyle ifade etmişler. Vatan ve millet için ölüyorlardı ve ancak devlet onları asıyordu! Hiçbiri bu çelişkiyi düşünmeyecek kadar davalarına bağlı insanlardı. Onlar idam edilebilirdi ama, onlar sayesinde bayrak inmeyecek, ezan susmayacaktı! Tam dokuz genç adam. Hayatlarının baharında, ellerinde Kuran ve bayrak ile idam sehpasına çıktılar!

En gençleri 20 yaşındaydı. Ahmet Kerse, 31 Ocak 1983, Gaziantep Cezaevi'nde idam edildi. Ali Bülent Orkan, 13 Ağustos 1982, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. Cengiz Baktemur, 2 Mayıs, 1982, Elazığ Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. Cevdet Karakuş, 4 Haziran 1981, Elazığ Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. Fikri Arıkan, 27 Mart 1982, Mamak Askeri Cezaevi'nde idam edildi. Halil Esendağ, 5 Haziran 83, İzmir Buca Cezaevi'nde idam edildi. İsmet Şahin, Paşakapı Cezaevi'nde idam edildi. Mustafa Pehlivanoğlu, 7 Ekim 1980'de ve Selçuk Duracık, 5 Haziran 1983'te idam edildi...

Şimdi... Selçuk Duracık ve Halil Esendağ'ın idam edildikleri 3 Haziran'da radyodan duyuruldu. Ancak onlar gerçekte 5 Haziran'da idam edildiler. Çünkü cezaevinden alınıp iki gün boyunca işkenceye tabi tutuldular! Ülkücülerin vatan ve millet sevgileri sürekli istismar edilmiştir. Mesela İrfan Sönmez, 12 Eylül öncesinde Manisa Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış. O anlatıyor: "Ankara'da Bahçelievler'de çeşitli suçlardan dolayı aranan ülkücülerin kaldığı evler vardı. Buraya zaman zaman resmi görevliler gelerek 'Büyük adam öldürün de kimi öldürürseniz öldürün' diye telkinde bulunuyorlardı."

Bir ülkücünün idam edileceği haberi o cezaevine geldiği zaman orada sabahlara kadar tekbir getirildiği, ilahiler okunduğu, Kuran seslerinin birbirine karıştığı anlatılır. Ama aynı zamanda arkadaşları kendi aralarında arkadaşları için kefen parası toplarlardı. Halil Esendağ'ın kefen için parası yoktu. 20 kişi bir araya gelir yine kefen parasını toparlayamazlar. Aralarından birinin nevresimlerini arkadaşları için kefen olarak dikerler. Bu arada idam edilecek kişinin sabah namazına kadar gözüne uyku girmez. Sabah ezanının okunması ile öyle bir uykuya dalar ki öğlene kadar uyanmaz. İdamlar sabah ezanından önce olurmuş!

Cengiz Baktemur'un idamına saatler kalmıştı. İmam geldi. "Hocam son bir kez dini telkini tekrarlamak isterim" dedi Cengiz Baktemur. Hoca "Bilmiyor musun telkini" dediğinde O, "biliyorum ama eksiğim veya yanlışım varsa düzelteyim istiyorum" dedi. Beyaz idam gömleğini getirdiklerinde uzaklardan sabah ezanı sesi yankılanıyordu. Müsaade istedi ve sabah namazını kıldı. Sonra idam gömleğini giydi ve onu darağacının yanına getirdiler. Son arzusu soruldu. "Bir bayrak ve Kur'an-ı Kerim istiyorum" dedi. Kuran getirildi. Öptü üç defa başına koydu. Küçük de bir bayrak getirmişlerdi. Bayrağı göğüs hizasına kadar kaldırdı, ileri doğru uzattı ve "Ey benim şerefli bayrağım, Ben seni dalgalandırmak için çok mücadele ettim. ama gücüm yetmedi" dedikten sonra öpüp başına koydu.

Cellat tabureyi tekmeledi. Cengiz can çekişiyordu. Ölüm uzadı. İçlerinden biri "ulan böyle işkence olmaz, tutun kaldırın" dedi. Az sonra cellat yine geldi ve bu defa ipi boynuna tam geçirdi. Ve tabureye bir tekme daha...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ASILAN ÜLKÜCÜLERİN HİKAYESİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TİYANŞAN :: ÜLKÜCÜ HAREKET :: ÜLKÜCÜ ŞEHİTLER-
Buraya geçin: