MHP'den Başbakan'a Azerbaycan sorusu

Konu: MHP'den Başbakan'a Azerbaycan sorusu Salı Nis. 28, 2009 1:09 pm

MHP İzmir milletvekili Şenol Bal "Gizledikleri ve duyulmasını istemedikleri, kapalı kapılar arkasında kotarılmış konuların açığa çıkması, Başbakanı böyle öfke nöbetlerine mi maruz bırakıyor?"

MHP İzmir milletvekili Şenol Bal'ın yaptığı yazılı açıklama şu şekilde:

SAYIN BASIN MENSUPLARI

Başbakanın Türkiye Ermenistan ve Azerbaycan ilişkileri üzerine yaptığı son konuşmalara cevaben bir açıklama yapmak mecburiyetinde kaldım.

Bilindiği üzere yaklaşık 2 yıldır süren ve İsviçre'nin arabuluculuğu ile yürütülen Türkiye-Ermenistan görüşmeleri, geçen süreç içerisinde Dünya kamuoyunda olduğu gibi özellikle Türkiye ve Azerbaycan kamuoyunda da çok daha özel bir dikkatle takip edile gelmiştir.

Bu süreç devam ederken dış ve iç muhtelif resmi ve gayri resmi kaynaklardan kamuoyuna çelişkili bilgiler akmıştır.

Buradan hareketle kapalı kapılar arkasında neler görüşüldüğü açık seçik belli olmadığı için, bilgi kirliliği kamuoylarında endişe ve tereddütlere sebep olmuştur.

Gerek Türkiye kamuoyunda ve gerekse -özellikle- Azerbaycan kamuoyunda infial denebilecek boyutlarda tepkiler oluşmuştur.

İki kardeş toplumun birbirlerine karşı doğru olmaması muhtemel dedikodular yüzünden, husumet beslemeleri, kırılmaları, güven bunalımının oluşması kimsenin arzu etmeyeceği bir durumdur.

İşte bu sebeple tamamen iyi niyetle, yanlış anlaşılmalarda ve maksatlı dedikodulardan konuyu arındırmak gayesiyle, Azerbaycan Milli meclisi Üyesi Kadın Parlamenterlerden oluşan bir heyeti Türkiye'ye davet ettim.

Maksadım; bütün bu yanlış anlaşmaları düzeltmek için Türkiye Cumhuriyetinin en yetkili makam sahipleriyle, heyeti görüştürmek ve birinci ağızdan doğru bilgileri alabilmelerini sağlamaktı.

Böylelikle iki taraf kamuoyu birbirlerini yanlış anlamayacak, dostluk ve kardeşlik duyguları zarar görmemiş olacaktı.

Nitekim başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Meclis Başkanı Sayın Dışişleri bakanı muhalefet Partileri Sayın Genel Başkanları ve bazı bakanlar ile gelen heyeti görüştürdüm.

Sayın başbakandan randevu talebimize -tüm ısrarlarıma rağmen- maalesef cevap alamadım.

Dolayısıyla başbakanla görüşme gerçekleşmedi.

Sayın başbakan gerek meclis grubu toplantısında gerekse partinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yapmış oldukları konuşmalarda Azerbaycan'dan gelenleri ve görüşmeleri "Fitne unsuru" olarak nitelendirmektedir.

Bunun neresinde bir fitne vardır? Doğrusu çok merak ediyorum.

Türkiye kamuoyu, bu heyetin konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini medya aracılığı ile öğrenme imkânı buldu.

Gelen heyet kendi toplumlarının bütün düşünce ve görüşlerini gayet açık bir şekilde ortaya koydular. Görüşmelerinde ve basına verdikleri mülakatlarında iki ülke arasındaki kardeşlik, dostluk, güven saygı ve sevgi temaları işlendi.

Bu konuların hangisi fitne? Bunu Başbakan izah etmeli!

Başbakanın söz konusu toplantılardaki beyanları ve medyaya yansıyış şekli ki -haberin arka fonu heyetin Türkiye ziyareti sahnelerinden oluşmaktaydı- Azerbaycanlı Kadın Parlamenterleri ziyadesiyle üzmüş ve bu Azerbaycan toplumuna da sirayet etmiştir.

Başbakan, kuruntularından ve vehimlerinden kurtulmalıdır.

Kimse fitne fesat peşinde değildir. Yaptığımız çalışma iki toplum arasındaki kırgınlık ve kaygıların giderilmesinde Hükümete yardımcı olmak gibi bir maksadı bile içeriyordu.

Zira bilindiği üzere bu heyet, ağırlıklı olarak hükümet yetkilileri ile görüştürüldüler.

Bu görüşmeler gayet başarılı ve faydalı geçti.

Şimdi Başbakanın çıkıp böyle beyanlarda bulunmasının sebebini anlayabilmek mümkün değildir!

Yoksa gizledikleri ve duyulmasını istemedikleri, kapalı kapılar arkasında kotarılmış konuların açığa çıkması, Başbakanı böyle öfke nöbetlerine mi maruz bırakıyor?

Bu üslup bir Başbakana hele Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışan bir üslup değildir.

Ve bu üslup korkarım ki iki toplum arasında yeni kırgınlık ve küskünlüklerin sebebi olacaktır.

Başbakanı sorumluluklarını müdrik olmaya davet ediyorum.

Başbakanı daha ciddi bir tutuma davet ediyorum.

Sözünün nereye varacağını bir Başbakanın hesap etmesi lazım.

Çok iyi niyetlerle ve halisane duygularla bu çalışmalara katılmış olan Azerbaycanlı kadın parlamenterler son derece üzgünler.

Başbakan bu gafını bir şekilde mutlaka telafi etmelidir.

Sayın Başbakana sizin aracılığınızla buradan sesleniyorum;

İlan ettiğiniz, parafladığınız yeni yol haritasında sınır kapısının kapatılmasına sebep olan dağlık Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan toprakları meselesinin yer almaması ve bu konuların Minsk grubuna tamamen terk edilmiş olması Azerbaycan'ın şikâyetlerini haklı kılmıyor mu?

Konunun Minsk grubuna havale edilmesi, geçen 17 yıllık gelişmelerde göz önüne alınırsa, ipe un sermekten öte bir anlam ifade ediyor mu?

Bu yol haritasındaki uyutma ve aldatma politikalarını dikkatlerden kaçırarak gündemi ve konuyu saptırmak için mi bu ifadeleri kullanıyorsunuz?

Bugün yol haritası denilerek kamuoyuna yansıyan belgede Türkiye-Ermenistan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki hangi probleme net bir çözüm ortaya konmuştur?

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla anlı şanlı yol haritası vesikasında, Ermenistan'la bütün meselelerimiz komisyonlara havale ediliyor.

Bir konunun komisyona havale edilmesinin ne anlama geldiğini Başbakanın izah etmesi gerekir!

Bunun anlamı bütün problemlerimiz çözümsüzlük sürecine sokulmuş demektir.

Sayın Başbakan geliniz bu konuları konuşalım!

Esas budur, yoksa iyi niyetli halisane yapılan bir takım gayret ve çalışmaları hedef alıp, kamuoyunu yanıltma gayretleri beyhudedir.

Bu gerçekleri her yerde konuşmaya devam edeceğiz...

Ermenistan'la hiçbir problemimiz çözülmemiştir. Buna rağmen sınır kapısının açılacağı anlaşılmaktadır.

Sayın Başbakana soruyorum öylemi? Değil mi? Bu konuları kamuoyuna açıklayınız!

İnsanlara iftira etmeyiniz.