TİYANŞAN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TİYANŞAN

Ükücülüğü ve Ülküdaşlığı Tatmak İçin...
 
Anasayfa::.ANASAYFA.::AramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapBAŞBUĞ

 

 DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Gökberk TİYANŞAN
REİS
REİS
Gökberk TİYANŞAN


Erkek
Mesaj Sayısı : 606
Yaş : 39
NERDEN : İstanbul
KİŞİSEL MESAJ : Konu Ekleyen Ülküdaşlarımıza Teşekkür Etmeyi Unutmayın..!
Kayıt tarihi : 31/07/08

DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM Empty
MesajKonu: Geri: DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM   DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 11:05 pm

Allah oradaki kardeşlerimize yardımcı olsun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://tiyansan.hareketforum.com
bozkurtfeyza
TEĞMEN
TEĞMEN
bozkurtfeyza


Kadın
Mesaj Sayısı : 8
Yaş : 36
NERDEN : TEKİRDAĞ
İŞ/HOBİLER : öğrenci/okumak-yazmak
KİŞİSEL MESAJ : HAK'TAN GAYRI KİMSE SESİM İŞİTMEZ;KİMSEYE BİR ŞEY DEMEYİN,DEMEYİN... DEĞMEZ!!!
Kayıt tarihi : 14/11/08

DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM Empty
MesajKonu: DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM   DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM Icon_minitimeÇarş. Ocak 28, 2009 4:23 pm

Uygurlara olimpiyat baskısı


İlk defa 2006 yılı Nisan ayında gizlice girdiğim Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi hakkında önce birşeyler yazma ihtiyacını duymadım. Benim o zamanki izlenimlerim olumluydu ve herşey sanki günlük güneşlikti. Human Rights Watch, Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları savunucusu örgütlerin raporlarındaki kötü koşullara ben Doğu Türkistan’da rastlamamıştım


DOĞU TÜRKİSTAN’A İKİNCİ GİZLİ ZİYARET


Çin'in Uygur bölgesine ikinci ziyaret



Kaldığım üç hafta zarfında en ufak bir insan hakları ihlaline tanık olmamıştım. Sadece camiye namaza gitmek isteyen memurların işlerini kaybettiklerini saptayabilmiş, okullarda Uygurcanın ikinci plana atıldığını farketmiştim. Herkes içki içiyor, sevgilileriyle geceleri eğlence âlemlerine katılıyordu ve tek bir kişi bile bana hayatından şikâyet etmeye cesaret edememişti. Nasırlaşmış korkuyu ancak bu son gidişimde şekillendirebildim.

Geçtiğimiz mart ayında Çin, olimpiyatları sabote etmek isteyen radikal Uygur teröristleri ile ilgili açıklama yapınca bu bölgeye duyduğum merak geri geldi. Olimpiyatlar sırasında Çin’in iddialarının doğru olup olmadığını yerinde incelemek istedim.
Sahiden Uygurlar, Tibetliler gibi baş mı kaldırıyorlardı?



Çin gizli polisine yakalanmadan Doğu Türkistan’a nasıl girileceğini çok iyi biliyordum. 2006 yılında işadamı hüviyetime bürünerek turist olarak Uygur bölgesine, Hong Kong ve Pekin üzerinden gitmiştim. Resmi makamlara başvurmadığım için Pekin’den yanıma hareketlerimi kontrol edecek bir rehber verilmemişti. Pekin Havaalanı’nda kim olduğumu fark etseler elimi kolumu sallaya sallaya Doğu Türkistan’a beni sokmazlardı.

Londra’da aldığım istihbarata göre, bu yıl olimpiyatlar öncesi Uygur Türkleri üzerine baskı inanılmaz şekildi artmıştı. Daha önce bana Doğu Türkistan’da yardımcı olmaları için adresleri verilen kişileri bu yıl aramamam için bana sıkı sıkı tembih edildi:

“Hayatlarını tehlikeye atarsın. Sizle konuşurlarsa başları belaya girer. Özellikle İngilizce bilen Uygurlar, yakından izleniyor. Gittiğinizde onları telefonla bile aramayın. Zaten size telefonla bile bilgi veremezler. Tüm telefonlar dinleniyor. Olimpiyatlar öncesi baskı arttırıldı. Şüphelenilen herkes içeri atılıyor. Hapishanelerde yer kalmadı”

Bu durumda iki yıl önce beni Doğu Türkistan’da gezdiren Uygurlarla hayatlarını tehlikeye sokmamak için görüşmeyecektim. Zaten bu kişiler bana hiçbir şey söylemedilerdi. Bana sundukları tablo, Uygurların Doğu Türkistan’da mutlu olduklarıydı.

DOĞU TÜRKİSTAN’A GİREBİLEN SON GAZETECİLER



2006 yılındaki bölgeye en son girip Uygur Türkleri ile röportajlar yapabilen tek gazeteci bendim. Hong Kong’daki Human Rights Watch görevlisi bile bölgeye en son 2005 yılında girebilmişti. Uluslararası Af Örgütü’nün şu anda Çin’de bir temsilcisi yoktu. Çin Halk Cumhuriyeti, Batılı gazetecilerin Doğu Türkistan’a gelip sorunları deşmelerine izin vermiyordu..

Beş yıl önce olan Kaşgar depreminden sonra aynı nedenle yabancı gazetecilerin bölgeye gelmelerine izin vermemişti.
Korkuları Uygur halkına yapılan baskının ortaya çıkmasıydı.

Benden sonra da Doğu Türkistan’a araştırma yapmaya gelen gazeteci duymadım. Sadece birkaç ay önce AP ve Reuters fotoğrafçıları Doğu Türkistan’dan resim geçtiler. O da kontrol altında. Kimse Uygur halkıyla röportajlar yapamadı. Benim avantajım Uygurlara çok benzememdi. Şüpheli hareket etmediğim sürece yakalanıp sorgulanmam zordu.

Çin, dünyanın gözü üzerlerinde olduğu için olimpiyatlar öncesi yabancılara açıklarını göstermemek için elinden geleni yapıyordu. Bir İsveçli araştırmacı, Kaşgar’da iki kez kalmayı başardı fakat sonunda atkuyruğu saçını traş edip onu Kaşgar’ı terketmeye zorladılar. İlk ziyaretinde benim gibi kimseyle görüşemeyen bu İsveçli araştırmacı, ikinci ziyaretinde Uygur Türklerinin güvenini kazandı ve kaldığı fakir Uygur evlerinde çektiği resimleri sergi yaptı. Resimlerinde zengin Çin evleri ile fakir Uygur evleri arasındaki büyük tezat ortaya konuldu

10 yıl önce Uygur bölgesine Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde Başbakan Yardımcısı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Uygur bölgesine resmi ziyarette bulunmuştu. Bakan olduğu için Uygur Türklerine yakınlaşabileceğini sanan Ersümer, Çinliler’in etrafına ördüğü ağ yüzünden hiçbir Uygur Türküyle konuşamadan Türkiye’ye geri dönmüştü.

Geleceğimiz Asya’da mı? adlı kitabının yazarı Mehmet Öğütçü, İpek Yolu’nu TV programına konu yapan Coşkun Aral ve Sınırlar Arasında’nın yapımcısı Banu Avar yıllar önce Doğu Türkistan’a girebilen son gazeteciler arasındaydı.

2005 yılında Uygur bölgesine kültür programı yapmak için giren Banu Avar bildiğim Doğu Türkistan’a girebilen en son gazeteciydi. Doğu Türkistan’a girebilen gazetecilerin çoğunun, Çin’in bilgisi dâhilinde Doğu Türkistan’ı ziyaret ettiklerini öğrendim. Hatta Çin makamları, Coşkun Aral döndükten sonra develerle yaptığı görüntüleri yayınlarken Doğu Türkistan’dan Doğu Türkistan diye bahsetmesine tepki geldiğini bana anlattılar.

Ben Çin makamlarından gazeteci izni almadan Doğu Türkistan’a girip insan haklarının Çin’de ihlal edilip edilmediğini araştırdım. Yanıma birileri iliştirilse tarafsız gözlemci olmam zorlaşırdı.

Londra’da tanıştığım direnişçiler, Doğu Türkistan’dan çok uzak kalmışlardı. Çoğunun Doğu Türkistan’ı ziyaret tarihleri beş on yıl öncesine dayanıyordu.

Ben son koşulları belki de onlardan daha iyi biliyordum. Gene de Doğu Türkistan’a uçmadan önce onlarla Londra’nın tanınmış Türk lokantalarından Efes2’de yemekte biraraya gelip Uygur bölgesindeki son durumu görüşme ihtiyacını duydum. İki yıl önce Doğu Türkistan’a gitmeme rağmen neden yazılarımın yayınlanmadığını merak ettiler.
Yazılacak birşey yoktu. Kimse, korkularından olsa gerek tek kelime etmedi.
Nasıl eğlendiklerini mi yazacaktım? Bana konuşacak adam adresi verin
” dedim.



“Kimse sizle konuşmaz. Konuşsalar ortadan kaldırılacaklarını çok iyi bilirler.
Sizin Türk gazetecisi olduğunuzu fark ederlerse arkanızdan sizin de izinizi bulamayız. Çin’de herkes ajandır. Siz takip edilmediğinizi sanarsınız, sizi dört beş kişi muhakkak takip ediyordur”
diye uyardılar.

Sonunda bana 75 yaşındaki Hacı bir ihtiyar Uygurun telefon numarasını verdiler.
“Konuşsa konuşsa bu kişi konuşur. Telefonunu İsveç’teki Kaiser’den aldım dersen sana güvenir ve konuşur”

İDDİALAR



Duyduklarım iki yıl önce gittiğim Doğu Türkistan’a tekrar gitmemi gerekli kıldı. Ne yapıp yapıp Uygur bölgesine gitmeliydim. İddiaların doğru olup olmadığını çıkartmam gerekiyordu.

Geçtiğimiz Mayıs ayında Çin Halk Cumhuriyeti Londra Başkonsolosluğu’na gidip turist vizesi için başvurdum. Bu yıl, Olimpiyatlar nedeniyle vize işlemleri zorlaşmıştı.
Türkiye’den yapılan müracaatların çoğuna olumlu yanıt verilmiyordu. Türkiye’den Doğu Türkistan’a vize alıp gidebilenler ise Ürimçi Havaalanı’nda bir saat kadar sorguya çekiliyordu. Bu T.C. vatandaşı kişiler, bir de Uygur asıllı oldu mu yandılar. Orta Asya ülkelerinden turistlere de kısıtlama getirilmişti. Benim şansım İngiltere’den müracaat etmemdi. 5 saatlik vize kuyruğuna İngiliz eşimin girmesinin katkısı oldu ve meslek hanesine “gazeteci” yazmama rağmen bir aylık vizeyi koparabildim. İki yıl öncesinden tek fark bu kez otel ve uçak rezervasyonlarının yapıldığını gösterir belge şart koşuyorlar. Bu belgeleri almak için ertesi günü tekrar kuyruğa girmem gerekti. Eşime 3 aylık vize vermelerine rağmen bana “gazeteci” olduğum için bir aylık vize verdiler. Üç aylık çok girişli vize başvurumu çevirirken Çinli memur kız, sinirli bir ifadeyle “İstediğiniz vize tipini reddettiğimizi bir dahaki başvurunuzda belirtmek zorundasınız” dedi.

Benim için önemli olan Doğu Türkistan’a girebilmekti. Daha sonra belki olimpiyatlar için Çin’e gidebilirdim ama umurumda değildi. Bu arada Çin’in olimpiyatlar sırasında sınır kapılarını açacağı ve bileti olan herkesi içeri alacağını işittim. Uçak bileti vize yerine geçecekti. Ama Çin’de hergün karar değişiyordu. Olimpiyatlara çok önem verdiği için Çin, uygulamalarda sürekli çuvallıyordu.

Tedbir olarak uçak ve Pekin’deki otel rezervasyonlarımı yaktım ve Pekin havaalanında Çin gizli servisi tarafından karşılanma tehlikesini sıfıra düşürmek için başka bir gün China Air ile Pekin’e uçtum. Doğu Türkistan’a en uygun uçak, Bakü üzerinden Azerbeycan Havayolları ileydi ama Bakü’den gelen Türkleri çok sıkı sorguladıkları için Pekin üzerinden uçmayı tercih ettim.


BU YAZI DİZİSİNİN İLK BÖLÜMÜDÜR İKİNCİ BÖLÜM EN KISA ZAMANDA YAYINLANACAKTIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
DOĞU TÜRKİSTANDAKİ KARDEŞLERİMİZE YAPILAN ZULÜME KARŞI HAYKIRIYORUM
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TİYANŞAN :: ÜLKÜCÜ HAREKET :: ÜLKÜCÜ HAYKIRIŞ-
Buraya geçin: