AsenA_03 SİTE YÖNETİCİSİ
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 35 NERDEN : ERGENEKON Kayıt tarihi : 20/04/09
| Konu: -->!..Bozacının şahidi şıracı..!<-- C.tesi Mayıs 16, 2009 2:58 am | |
| Bozacının şahidi şıracı
...Sözde soykırım iddiasındaki Ermenilere ve Yaltakçılarına ithaf olunur...
Diyelim ki doğru… Zülfükâr kılıç gibi kınından çektik öfkeyi Hançer yarası kanayan sırtımızın acısıyla İhanete ölüm saçtık… Kadınlarımız geride Erlerimiz cephede Kan sıçradı paylaştığımız ekmeğe Dualar gölgesinde ellerimizi Yaradan'a açtık… Hayır mıdır Şer midir içinde bulunduğumuz ahval-ı ruhiye Bilinmez… El eteğimize yapıştı Biz kendimizden kaçtık...
Diyelim ki doğru… Kaderimiz kötü Talihimiz teres… Acılar kör etti ocağımızı Kundaklanmış ateşler yüreğimizi yaktı… Evimiz barkımız kül başımıza Kurşunlar çağalarımızı yetim bıraktı... Karşımızda hatırlı düşman Arkamızda sinsi hain Vurdular çifte mavzer Vurdular el aman! .. Fevrimiz döndü Gözlerimiz şimşek şimşek çaktı… Döşümüze vuran eli mi kınayalım? Kanımıza giren döle mi yanalım? Yeter artık yeter! .. Anamızdan emdiğimiz süt Burnumuzdan fitil fitil aktı…
Biz değil miydik ayağınız kaydığında elinizi tutan Değil miydik hastalandığınızda yanınızda yatan… Biz değil miydik varlığınıza sebep dağlarda tüfek çatan Değil miydik inançlarınıza özgürlük katan…
Ne dalınızı zedeledik, ne gülünüzü tepeledik… Ne elinizi iteledik, ne dilinizi engelledik…
Zenginliğimizde akil iken Fakirliğimizde cahil mi olduk… Güçlü iken adil idik Zayıf iken katil mi olduk…
Üç kıtayı Beş denizi önünüze serdik… Giymedik, giydirdik... Yemedik, yedirdik… Âlemlere rahmet peygamber desturuyla Üstünüze bir gül gibi titredik… Ne karşımızda asker ettik sizi Ne dağda çoban! Başımızda kavuk gibi hep yücelerde gezdirdik…
Kapalı çarşıda sarraf oldunuz, hanlarda esnaf Parayı buldunuz, boğaza nazır yalılara doldunuz… Taht katında zarif kuldunuz, tebaada arif Yüz buldunuz, Türk Halkını hakir kıldınız… Çanlar çaldınız, kiliselere daldınız… Karar aldınız, meclise mebus saldınız…
Soyunuz kurusun ulan, soykırım mıdır bu? Yoksa inancımız gereği, hoşgörü mü?
Hem suçlusunuz, hem güçlü… Hem linç edersiniz, hem öç güdersiniz… Hep taçlısınız, hep haçlı… Hep hiç dersiniz, hep piç gidersiniz…
Adam olun! Mert olun be! Bir kere de dürüst olun… Dağlarda eşkıya sürüsü, hoyratça esmediniz mi? Gece korumasız köylerimizi, dört koldan basmadınız mı? Ayaklarınızın altında dedelerimizi, kör bıçak kesmediniz mi? Çığlıklarına rağmen ninelerimizin koynuna pusmadınız mı? Susmasanıza ya suratsızlar! .. Asmadınız mı çalılara gelin kızlarımızın tumanlarını? Beşikteki bebeklerimize zehir kan kusmadınız mı?
Yetmedi… Ya yetişmiş genç fidanlarımız? Diplomat beyinlerimiz? Barış elçisi insanlarımız? Dünyanın gözü önünde güpegündüz bombalamadınız mı? Kahrolası ellerinizle kurşunlara dizmediniz mi?
Şimdi gitmiş Bozacının şahidi şıracı hesabı Beybabalarınıza ağlıyorsunuz… Kanlı gömleklerinizin üstüne Sözde karalar bağlıyorsunuz… Timsah göz yaşlarınızla Tombik lobilerinizi yağlıyorsunuz… Dünya da hödük ya! .. İnanıyor yalanlarınıza Toprak taleplerinize koltuk sağlıyorsunuz…
O beybabalarınız ki Bizleri iyi tanır… Maraş’ta Sütçü İmam'ı, Antep’te Karayılan’ı, Urfa’da Meçhul Asker'i düşündükçe Kalıbından utanır… Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz Bugün göz kırpsa El sallasa da dağdaki benzerlerinize Yarın ettiklerine fazlasıyla katlanır…
Allah şahit! .. Sen şahitsin Ağrı Dağı Ağrılarımıza tanıksın… Keşke dilin olsa da konuşsan Aras ırmağı Sen ki; akan kanlarımıza kanıksın… Fettan bakmayınca tarih yalan söylemez Dokuz köyden kovulan Anadolu toprağı Köz düşmüş bağrımız gibi yanıksın…
Ve sen… Ve ben… Yani biz… Ey Şehit Evladı! .. Kahraman Türk Halkı! .. Cellâdın cihanda yargıç Sen sehpada sanıksın… Su uyusa, uyumak yok… Düşmana karşı daim uyanıksın…
Aha buraya yazıyorum… İhanetin hesabı sorulmazsa eğer… Gök girsin, kızıl çıksın…
| |
|